Çalıştaydan Notlar

Çalıştayda İBA Yönetim Kurulu Başkanı Gülfettin Çelik, Türkiye’de yükseköğretim vizyonuna ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Çelik şunları söyledi:

“Türkiye, küreselleşme sürecinin içinde aktif bir şekilde var olmak zorunda. Hedeflerimiz çok yüksek. 2023 vizyon ve hedeflerimiz var. Hem küreselleşme ve hem de 2023 vizyonu bağlamında yükseköğretime dönük alınacak tedbirler konusunda, AB ülkelerinin oluşturduğu Avrupa yükseköğretim ağı olarak nitelendirilecek olan Bologna süreci önemli bir kriteri oluşturuyor. Yüksek öğretim yeterlilikler çerçevesi adı verilen metin incelendiğinde şu üç boyut ortaya çıkmaktadır: “Bilgi, beceri, yetkinlik. Bu üç hedefle birlikte Türkiye, Avrupa ağına entegre olacak ve daha sonra dünya ölçeğinde bir standarda kavuşacak. YÖK ve ilgili kuruluşlar ile çeşitli sivil toplum örgütlerinin yaptığı çalışmalar, önemli ivmeler ortaya çıkardı. Bu itibarla, bir taraftan üst kurumlar diğer yandan bölgesel düzeyde üniversitelerin yerel ortamlarla olan entegrasyon ve iş birliği çok önemlidir. Aksi taktirde, 100 civarında devlet ve 80 civarında vakıf üniversitelerinin belirlenen zaman içerisinde belirlenen hedeflere ulaşması noktasında sıkıntılarınyaşanacağı düşüncesindeyim. Bu sürece STK’ların oldukça önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Özellikle, İBA akademik camiaya böylesine bir katkı vermeye niyetlendi. Bu üç gün boyunca, tüm paydaşlar olarak bu denli önemli ve hayırlı bir olaya katkı vermiş olacağız.”

Diğer taraftan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Şişman Türkiye’de yüseköğretimin kalitesini artırma konusunda lisansüstü araştırmaların ve bilimsel yayınların önemine dikkat çekti. Çalıştayı bu bakışla değerlendiren Şişman şunları söyledi: “Dünyada üniversitelerin akademik yönden bulundukları yerle ilgili çeşitli kurumlar tarafından bir takım sıralamalar yapılmakta. Bu yanıyla Türkiye üniversiteleri olarak çok kötü durumda değiliz. Ama yukarılarda bulunan üniversiteler arasında yerimiz az. Bu konuda özellikle lisansüstü araştırmalardan üretilecek yayınların yeri önemlidir. Bu çalıştayda gençlerimiz bunları tartışıyor. Tabi ki araştırma yükseköğretimin temel amaçlarından birisi. Üretilen araştırmaların niceliği kadar niteliği de önemli. Bu araştırmaların toplumsal gelişmeye katkısı nedir bunu da sorgulamak lazım. Bilim için bilim değil, toplum için bilim anlayışından hareketle, üretilen bu bilgilerin yansımaları, sonuçları, etkileri ve katkıları da son derece önemli. İnşallah, son dönemde lisansüstü eğitim alanındaki çalışmaların yaygınlaşmasıyla birlikte, yapılan bilimsel çalışmaların nicelik ve niteliğinde bir artış yaşanacaktır.”

fsolak220Çalıştayda yükseköğretimde kuramsal ve olgusal düzeyde yeterlilik çerçevesi ile ilgili olarak konuşan Fahri Solak, üniversitelerde lisansüstü eğitimin bireysel, toplumsal, sektörel ve mesleki karşılıklarına dikkat çekti. Bu bağlamda lisansüstü eğitim ve araştırmaların yeterliliğini geliştirecek ana hususlara ve bu konuda aşılması gereken engellere değindi. Solak’a göre lisansüstü eğitim düzeyinde araştırma-öğretim usul ve yöntemlerinde hem bir takım teorik eksiklikler ve hem de pratik yetersizlikler söz konusudur. Ve bunlar giderilmesi gerekmektedir. Yükseköğretimde özellikle lisansüstü düzeyde disiplinlerarası çalışmaların geliştirilmesi son derece önemlidir. Bu konuda hali hazırda yaşanan yapısal sıkıntıların aşılmasına yönelik programlar geliştirilmelidir. Öte taraftan araştırma süreçlerinde kaynak ulaşımı ve temini, özellikle taşrada, hala önemli bir sorun olarak durmaktadır.

Çalıştayda bilişsel ve uygulamalı yeterlilikler üzerine konuşan Murat Taşdemir, konuşmasında özellikle araştırmacıların uzmanlık alan yetkinlikleri üzerinde durdu. Taşdemir’e göre yükseköğretim süreçlerininlisansüstü araştırmacılara kazandıracağı temel nitelik / yetkinlik,sağlam bir bilimsel altyapı ve kuramsal birikim sayesinde yeni bilgiler üretebilmesidir. Dolayısıyla lisansüstü araştırmaların düzeyini yükseltecek en önemli adımlardan biri, uzmanlık alanında edinilen kuramsal ve uygulamalı bilgilerin araştırmalarda etkin bir şekilde kullanımıdır. Bu noktada kritik olan ikinci bir husus, alan bilgilerinin farklı disiplinlerle ilişkilendirilebilmesi ve disiplinlerarası bir bakışın geliştirilebilmesidir. Ayrıca nitelikli bir araştırma için alandaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekmektedir.

© 2022 İstanbul Bilimler Akademisi